Lavanta Kokulu Köy evet gerçekten bu ismi sonuna kadar hakediyor.. Her yer buram buram lavanta kokuyor. Bir an rüyadayım sandım, etrafıma baktığımda heryer alabildiğine renklere boyanmış. Film karesi gibi, derin bir nefes aldım, mis gibi kokan tertemiz havasını içime çektim. Nasıl anlatsam, insana bir sakinlik çöküyor. Gerçekten rüyadamıyım?
Gelecek Turizmde , Anadolu Efes, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının desteklediği bu büyük proje, Keçiborlu Yardımlaşma, Dayanışma ve Eğitim Derneği, Keçiborlu Kaymakamlığı ve Kuyucak Köyü Muhtarlığı tarafından yürütülüyor.
Köyün Kooperatif evinde gülen yüzler, bizleri kapıda karşılıyor. Sofralar kurulmuş, heryer gelin gibi süslenmiş, karşımda duran misafirperver, çalışkan, güçlü Türk kadınları sarılarak hoşgeldin diyor. Mis gibi kokan yemekler tabaklarımızda yerini alıyor. Sıcağa rağmen bahçede yakılan odun ateşinin üstünde gözlemeler pişiyor. en çok dikkatimi çekense onların köylerinde gerçekleştirilen bu muhteşem proje için verdikleri emek, heyecanları gözlerinden okunuyor.
Lavanta tarlalarına doğru yola çıkıyoruz. Alabildiğine eflatun,mor,yeşil…
uzaktan kulağıma gelen keman sesi beni şaşırtıyor. Yine mi rüyadayım:) Lavanta cennetinin ortasından gelen müziğe doğru yürüyorum. Ama bu sefer gerçek bir film karesi, müzisyenlerin yanında meyvelerle donatılmış masalar, ağaçlardan sarkan salıncaklar, heryer dantellerle bezenmiş.
Anadolu Efes, Gelecek Turizmde ve Kuyucak Köyü Muhtarından bilgiler aldıktan sonra hasat zamanı, yine emektar kadınlarımız başrolde itinayla lavanta hasatı gerçekleştiriyor.
Bu arada benim içim kıpır kıpır, misafirler ve köy halkı için Lavantalı Puding, Lavantalı soğuk çay yapma vakti geliyor. Sabah ön hazırlıklarımı tamamlayıp bahçede kurulan masamın başına geçiyorum. Hep birlikte tatlılarımızı ve soğuk içeceğimizi yapıyoruz. İkramlar yapılıyor. İkram sonrası gülen yüzleri görünce benden mutlusu yok.
Sizlerde temmuz ayı için Lavanta Kokulu Köyü tatil rotanıza ekleyin. Konaklama için köyde pansiyonlar mevcut. aynı zamanda Isparta merkezde çok şık bir otel var. Tur ile gelebilirsiniz, bireysel olarakta ama gelin yeter ki…
Bu projeye ve bunun gibi Türkiye’nin değişik bölgelerinde 10 yılda 10 muhteşem projeye destek veren Anadolu Efes ve Gelecek Turizmde’yi kutluyorum. Her zaman elimden geldiğince destek olmaya devam edeceğim.
Gülen yüzleri, pırıl pırıl kalpleri bizleri mükemmel ağırlayan, emektar, eli öpülesi kadınlarımızada kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum.
Kuyucak Köyü Hakkında
Isparta’ya 47 kilometre uzaklıkta olan Kuyucak; Torosların eteğinde yüksek bir tepeye kurulmuş, etrafındaki yamaçların ve ovaların çoğu lavanta tarlalarıyla çevrili şirin bir köy. 1315 yılından bu yana yerleşim olan Kuyucak, bugün 250 kişilik nüfusa sahip. Kıraç ve susuz arazileri yüzünden yıllar önce göç vermeye başlayan Kuyucak Köyü’nün kaderi bugün lavanta ile tersine dönüyor.
Lavanta ilk defa 1975 yılında köye getirilmiş ve 30 aileye 15’er kök şeklinde dağıtılarak üretime başlanmış. Bugün yaklaşık 3 bin dekarlık alanda Türkiye’deki toplam lavanta üretiminin TÜİK 2013 verilerine göre %93’ünü karşılıyor.
İlaç sanayinden kozmetiğe, gıdadan parfümeri sektörüne kadar pek çok kullanım alanı bulunan lavanta sayesinde dışarıya olan göçü tersine çevirmeye başlayan Kuyucak köylüleri “turizmde biz de varız” dediler. Turistlerin yavaş yavaş farkına vardığı bu köy lavantalarıyla dikkat çekiyor. Sokakları, kerpiç evleri ve kaldırım kenarlarından adeta fışkırırcasına yetişmiş lavanta öbekleri görenleri kendisinden geçiriyor.
Bir lavanta cenneti olan köy; doğal güzelliğini, hatta ekonomisinin ciddi bir bölümünü lavantaya borçlu. Öncelikle evlerin bahçelerinde, sokak kenarlarında, gül bahçelerinin kenarlarında hobi olarak başlayan lavanta üretimi, bugün ticari bir üretime dönüşmüş, araziler lavanta ile kaplanmaya ve köy mora boyanmaya başlamış.
Proje Sahibi: Keçiborlu Yardımlaşma, Dayanışma ve Eğitim Derneği
Proje Ortakları: Keçiborlu Kaymakamlığı / Okan Leblebicier
Proje İşbirlikçisi: Kuyucak Köyü Muhtarlığı / Mehmet Aydemir
Proje Koordinatörü: Ali Sağdaş
Lavanta Kokulu Köy Kadın Girişimciler Kooperatifi Başkanı/Huriye Tezcan
Lavanta Kokulu Köy Projesi’nin Amaç ve Hedefleri
Türkiye’deki lavanta üretiminin %93’ünü oluşturan Isparta’nın Kuyucak Köyü’nde kırsal turizmin canlandırılması ve lavantadan elde edilen ürün çeşitliliği sağlanarak, yerel halkın gelir elde etmesi, bölgedeki istihdam ve girişimcilik potansiyelinin harekete geçirilmesi hedeflendi. Turizmin gelişimi ile bölge ekonomisinde önemli bir katma değer sağlanmış oldu.
Bugüne Kadar Neler Yapıldı?
- Kadınlara yönelik ev pansiyonculuğu, girişimcilik, tıbbi aromatik bitkiler, işletmede hijyen, hediyelik eşya tasarımı, güzel konuşma ve kooperatifçilik gibi eğitimler verildi.
- Lavanta Kokulu Köy Kadın Girişimciler Kooperatifi kuruldu.
- Lavanta Kokulu Köy kurumsal kimlik çalışması yapıldı. Sosyal medya hesapları açılarak köyün tanıtımı yapıldı.
- Proje kapsamında Lavanta Kokulu Köy web sitesi açıldı. Web sitesi aracılığıyla projenin tanıtımı yapılırken Kuyucak Köyü’ne ulaşım, konaklama ve rehber edinme için gerekli iletişim bilgileri veriliyor ve lavantadan yapılan ürünlerin satışı gerçekleştiriliyor.
- Yürüyüş ve bisiklet rotaları çıkarıldı.
- Projenin tanıtım kitapçığı ve rota broşür hazırlandı.
- Isparta- Antalya yolu üzerine Kuyucak Köyü’ne yönlendirici tabelalar yapıldı.
- Köy içerisinde bisiklet ve yürüyüş yolları için yönlendirme tabelaları yapıldı.
- Kırsal turizmin iyi uygulama örneklerinden olan Fransa-Provence bölgesine bölgenin ileri gelenleri, proje ekibi ve lavanta üreticisi kadınların katılımıyla çalışma gezisi düzenlendi. Gezi kapsamında lavanta dahil 300 bitkinin işlendiği dünyaca ünlü bir Fransız kozmetik markasının fabrikası ziyaret edildi. Üretilen ürünlerin nasıl pazara açıldığı, hangi üretim aşamalarından geçtiği ile ilgili bilgilendirme yapıldı.
- Proje sayesinde geçen sezon 45 günde 20 bin kişi köyü ziyaret etti. Böylece, hane başına düşen gelir artmış oldu.
- Proje ile, Kuyucak Köyü lavanta ile bilinir hale geldi. Traktör sahipleri, ziyaretçileri yaylaya çıkararak gelir elde etmeye başladı. Bunun yanısıra Kuyucak Köyü’ne taşıma hizmeti veren taksi/dolmuşun sefer sayıları arttı.
- Arıların sadece lavanta çiçeğinden polen alması yoluyla elde edilen ve dünyada en değerli ve pahalı ballar arasında olan lavanta balı satışında artış oldu.
- Kuyucak Köyü’ndeki lavanta tarlaları özel günler için fotoğraf çekim bölgesi haline geldi.
- Proje kapsamında verilen ev pansiyonculuğu eğitimi sonrasında köyde 6 hane, evinin bir bölümünü pansiyona çevirdi.
- Isparta esnafı lavanta ürünleri satmaya başladı.
- Isparta, gül ile bilinirken artık lavanta ile de bilinir hale geldi.
- Proje sayesinde, yurtiçi ve yurtdışı tur şirketlerinın Lavanta kokulu Kuyucak Köyü’ne ilgisi arttı.
Lavantanın Kullanım Alanları
Lavanta uçucu yağı, en fazla kozmetik ve parfüm sanayinde kullanılmaktadır. Bunun yanında güzel kokusu nedeniyle sabun , iyileştirici özelliğiyle ağrı kesici olarak , sakinleştirici ve uykusuzluk giderici özellikleriyle de aromaterapide kullanılmaktadır. İdrar arttırıcı ve romatizma ağrılarını dindirici etkisi de vardır. Lavanta çiçekleri sakinleştirici etkisinden dolayı çay şeklinde de kullanılmaktadır. Günlük hayatta daha birçok kullanım alanı mevcuttur.
Lavanta Balı: Lavanta balı üretimi Keçiborlu İlçesine bağlı Kuyucak Köyündeki lavanta bahçelerinden sağlanmaktadır. Lavanta balı hoş kokusu, tadı ve hafifliği ile diğer ballardan ayrılmakta ve tercih edilmektedir. Lavanta balının; doymuş yağ, kolesterol ve sodyum seviyesi düşük olduğundan güzel ve lezzetli bir baldır. İçerdiği aminoasitler, mineraller ve C vitamini açısından zengindir. Kolay kana karıştığı için asimilasyon etki yaparak enerji seviyesini yükseltir.
Lavanta balı yumuşaktır, narindir, hassas bir tadı vardır. Romalılarda; “Lavare” temizlemek anlamına gelmekte olup lavanta balının da karaciğeri temizleyici etkisi olduğuna inanılmaktadır.
Lavanta çiçeğinden nektar alan arılar vasıtasıyla doğal olarak üretilen lavanta balı karaciğere iki kat antioksidan destek sağlar. Lavanta balı, boğaz ağrılarına fayda verirken antibakteriyel özelliği sayesinde kendini yüzyıllarca koruyabilir. İçerdiği yüksek lavanta poleni sayesinde hızlı kristalize olma özelliğine sahiptir. Lavanta balının hızlı donması içeriğindeki polenin ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir. Lavanta balı antiseptik ve anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Gece yatmadan alınan bir veya iki tatlı kaşığı lavanta balı sağlıklı bir uyku ve rahatlama sağlamaktadır.
Lavanta Çayı: Kurutulmuş ya da taze lavanta kaynamış suya bırakılıp, 3-4 dakika demlenmesini bekledikten sonra içilmektedir. Özellikle lavanta kokulu köyümüzde yetişen lavanta türü ‘Lavandin’ çayının 15’er günlük kür halinde içildiğinde, hepatit B ve karaciğer yağlanmasının önlenmesinde çok faydalı olduğu bildirilmektedir.
Lavanta Yağı: Ağrıyan eklemlere sürüp masaj yapıldığında romatizma ağrılarının giderilmesinde olumlu etki yaptığı belirtilmektedir. Kullanılan şampuanın içine yalnızca bir damla eklenmesi saçların bu güzel kokuya sahip olmasını sağlayacaktır. Ayrıca lavantanın sinek kovucu etkisi de bulunmaktadır. Sıcak su içerisine birkaç damla lavanta yağı damlatıp, altından mum yakıldığında etrafa yayılan koku hem rahatlatıcı bir etkiye sahiptir, hem de sinek kovucu etkisi bulunmaktadır.
Lavanta Suyu: Cildi silerek temizlemek amacıyla tonik gibi kullanılmaktadır. Cildi temizlediği, rahatlattığı ve gözeneklerin açılmasında etkili olduğu bildirilmektedir. Ayrıca saçlara canlılık ve parlaklık sağladığı, saç dökülmesinin önlenmesine yardımcı olduğu bildirilmektedir. Ayrıca lavanta suyu çamaşırlara güzel koku vermesi amacıyla ütü suyu olarak da kullanılmaktadır.
Lavanta Sabunu: Lavanta yağından yapılan sabunun cildi besleyici ve canlandırıcı etkisinin olduğu bildirilmektedir.
Lavanta Kurusu: Lavanta kurusu ile hem elbise ve eşyalarınızı güveden koruyabilir, hem de kalıcı kokusu ile kötü kokulardan kurtulabilirsiniz.
Lavanta Yastığı: Lavanta yastığı, lavantanın sakinleştirici etkisi nedeniyle özellikle uyku problemi yaşayan kişilere önerilmektedir. Ayrıca bebeklerin rahat uyuyabilmeleri için de bebek yastığı olarak kullanılmaktadır.
Lavanta Sütü: Lavantanın hasattan sonra kalan sap kısmı süt ineklerine yedirilmekte, böylece doğal yollarla elde edilmiş farklı aromalı bir süt elde edilmektedir. Lavanta sütü farklı bir deneyim yaşamak isteyen kişilere önerilmektedir.
Lavanta Kokulu Köyde Neler Yapılır?
- Geleneksel kıl çadırda, otantik bir ortamda köy kahvaltısı (Lavanta balı, lavanta çayı, köy peyniri, zeytin, sebze vb.) ve yöreye has lezzetlerden oluşan öğünler,
- Gruplara lavantanın faydalarının ve tarihçesinin anlatıldığı yerel rehberlik hizmeti,
- Lavanta bahçelerinde gezi (Alan tanıtım eğitimi almış kişiler eşliğinde),
- Lavanta yağı çıkarılması,
- Eşsiz manzaraların ölümsüzleştirilebileceği, ufuk çizgisi gözetilerek belirlenmiş noktalarda fotoğraf çekimi,
- Sabah erken gün doğumu, akşam gün batımı fotoğrafları çekme imkanı
- Belirlenen bisiklet ve yürüyüş rotalarında dileyen misafirlerin bisiklet, dileyen misafirlerin yürüyüş yapmasının sağlanması,
- Lavanta kokulu köy manzarasını eşsiz doğa ile birleştirerek fotoğraf çekim noktalarına yürüyüş,
- Lavantadan üretilen hediyelik eşyaların satışı,
- Dileyen misafirlerin köyde ev pansiyonlarında ağırlanması.
Gelecek Turizmde
Hikayemiz, 10 yıl önce T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes ortaklığında başladı. Proje, Türkiye’nin turizm potansiyelini ortaya çıkarmak, bu alandaki istihdamı artırmak ve sürdürülebilir turizm projeleri üzerinden yerel kalkınmaya destek olmak amacıyla 2007 yılından bu yana yürütülüyor.
2007 – 2012 yılları arasında Erzurum’un Uzundere İlçesi’nde 20’den fazla ev pansiyonunun açılması ve 1’i kadın odaklı olmak üzere 3 sivil toplum kuruluşunun kurulması sağlanırken; bisiklet ve yürüyüş rotaları oluşturuldu ve rafting, kuş gözlemi gibi yerel festivaller düzenlendi. Tüm bu yatırımlar ile yerli ve yabancı turistin bölgeye olan ilgisi arttı.
5 yılın sonunda Uzundere İlçesi Bakanlar Kurulu tarafından Turizm Merkezi ilan edildi. Aynı yıllarda, Boğaziçi Üniversitesi işbirliğiyle 25 ilde yaklaşık 5 bin kişiye turizm eğitimleri verildi. Beş yıl boyunca kazanılan “bölgesel” deneyimin ardından sürdürülebilir turizmin yerel kalkınma aracı olduğuna dikkat çekmek ve yerel aktörleri desteklemek için çalışmalar 2013 yılında “ulusal” çapa taşındı. Ayrıca Uzundere 2016 yılında, Uluslararası Cittaslow İcra Kurulu tarafından Cittaslow (Sakin Şehir) listesine alındı.
Gelecek Turizmde ile ülkemizde bulunan turizm değerlerini korumak, alternatif turizm kaynaklarını geliştirmek ve yerel kalkınmaya katkı sağlamak hedefiyle her yıl, sürdürülebilir nitelikte olan üç fikire fon desteğinin yanı sıra eğitim, iletişim ve mentorluk gibi uygulama destekleri verilmeye başlandı.
Gelecek Turizmde kapsamında şu ana kadar Misi Köyü (Bursa), Seferihisar (İzmir), Mardin, Safranbolu (Karabük), Şanlıurfa, Malatya, Edremit (Balıkesir), Saimbeyli (Adana), Keçiborlu (Isparta)’dan 9 proje destekleniyor.
Gelecek Turizmde kapsamında sağlanan turizm eğitimleri, seminerler ve destek fonu ile 100 bin kişiye ulaşılırken, son 3 yılda 150 kadının istihdam edilmesi sağladı.
1. Dönem Projeleri
İpekyolu Misafirevi
Mardin’deki İpekyolu Misafir Evi’nin turizm alanında kadın girişimcileri teşvik eden yerel bir model olması hedeflendi. İpekyolu Misafir Evi’nin pansiyon ve kafeteryası hizmete açılmadan önce 43 kadın, turizm eğitimi aldı. Konaklama ve yeme-içme hizmeti sunan 22 yataklı iki pansiyonda kadınlara istihdam olanağı sağlandı. Böylelikle yerel halkın, var olan kültürünü turizm amaçlı değerlendirmesiyle gelir elde etmeleri ve turizmin sürdürülebilirliği sağlandı.
Gel Bir Gün Misili Ol
Bursa’nın 2000 yıllık tarihi Misi Köyü’nde, yöre halkının en önemli geçim kaynağı 15 yıl öncesine kadar ipekböcekçiliğiydi. Proje ile kaybolmaya yüz tutan bu tarihi zanaatın yeniden canlandırılıp, turizm sektörüne kazandırılması amaçlandı. Kadınların yerelde ürettikleri ürünlerin proje kapsamında değerlendirilmesi hedefi doğrultusunda atölye, mağaza ve işletmelerde çalışmak üzere, 44 kadın turizm eğitimi aldı. Bugün yöreye özgü en lezzetli yemekler, tescilli bir Misi evi olan Koza Evi’nde misafirlere sunulurken, kadınlar tarafından üretilen ürünlerin de markalaştırılma çalışmaları ile birlikte pazarlama ve satışı İpek Evi’nde gerçekleşiyor.
Seferihisar’ın Geleneksel Mutfağı
İzmir’in Seferihisar bölgesinde yöreye özgü birbirinden farklı tatların markalaştırılması ve tüm Türkiye’ye tanıtılması ile yöresel mutfak kültürünün bölgedeki turizmin gelişimine katkı sağlaması hedeflendi. Yöre kadınlarının mutfak kültürlerini ve deneyimlerini ziyaretçilerle paylaşması için bir atölyenin kurulmasının yanı sıra, markalaşan lezzetler www.seferipazar.com online alışveriş sitesi aracılığıyla geniş kitlelere ulaşmayı başardı.
2. Dönem Projeleri
Dünyanın En Eski Tapınağı Göbeklitepe’de Taş İşçiliği
Dünyanın en eski tapınağı Göbeklitepe’de, günümüzden 12 bin yıl öncesine dayanan taş işçiliğinin gelecek kuşaklara aktarılması ve gençlere yeni iş alanlarının oluşturulması yoluyla kültürel değerlerin, turizmin sürdürülebilirliğine katkı sağlaması hedeflendi. Buradan hareket edilerek taş işçiliği atölyesi hayata geçirildi. 6’sı kadın 21 kişi taş işçiliği eğitimi aldı, bu kadınlar aynı zamanda Türkiye’nin ilk kadın taş işçileri oldular. Bu işçilerin ürettiği motifler sayesinde; hediyelik eşya, yapı süslemesi gibi alanlarda yeni iş imkanları oluştu.
Malatya’nın Mirası Arslantepe
Yerleşik hayatın ilk kalıntılarına rastlanan Arslantepe Höyüğü’nün tanıtılması ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kalıcı olarak alınması için çalışmalar başlatıldı. Proje kapsamında 220 kişi farkındalık artırma eğitimleri aldı. Bölgenin önemli kültürel değeri olan Arslantepe’nin koruma-kullanma dengesi içerisinde turizme kazandırılması ile bölgenin turistik çekiciliği ve bilinirliği önemli ölçüde arttı.
Safranbolu Hatırası
Safranbolu’nun kendi kültürel mirasını yansıtan ve değerlerini taşıyan hediyelik eşya ihtiyacının giderilmesi hedeflendi. Bu nedenle yerli-yabancı turistlere anketler düzenlendi ve hediyelik eşya konusunda beklentiler belirlendi. Anket sonuçları doğrultusunda yerelde üretilen hediyelik eşyaların çeşitliliğini ve niteliğini artırmak amacıyla, Derin Sarıyer danışmanlığında tasarım yarışması düzenlendi. Yarışma sonucunda seçilen tasarımlar yerel esnaf tarafından üretiliyor ve ziyaretçilere otantik, farklı ürün seçenekleri sunulmaya başlandı.
3. Dönem Projeleri
Lavanta Kokulu Köy
Keçiborlu Yardımlaşma ve Destekleme Derneği, Keçiborlu Kaymakamlığı ve Kuyucak Köyü Muhtarlığı tarafından yürütülen proje ile Türkiye’deki lavanta üretiminin %93’ünü oluşturan Isparta’nın Kuyucak Köyü’nde kırsal turizmin canlandırılması ve lavantanın ürün çeşitliliği sağlanarak, yerel halkın gelir elde etmesi, bölgedeki istihdam ve girişimcilik potansiyelinin harekete geçirilmesi hedeflendi. Bu doğrultuda ilk adım olarak model olması açısından kırsal turizmin iyi uygulama örneklerinden olan Fransa-Provence bölgesine bölgenin ileri gelenleri, proje ekibi ve lavanta üreticisi kadınların katılımıyla çalışma gezisi düzenlendi. Bölgeyi 2016 yaz sezonunda yaklaşık 20bin turist ziyaret etti.
Kendi Kelebeğini Keşfet
Türkiye’deki 10 önemli kelebek alanı arasında gösterilen Adana’nın Saimbeyli ilçesi, bölgedeki endemik Saimbeyli Mavisi olarak adlandırılan kelebek türüne dikkat çekilerek, önemli niş turizm merkezi haline getirildi. Proje kapsamında kelebek gözlemciliği ile eko turizmin geliştirilmesi, ilçedeki düşük gelir düzeyini artırmak, doğayı ve biyolojik çeşitliliği koruyarak yükseltmek ve bölgede bulunan alanın tabiat parkı statüsüne alınması hedeflendi.
Nar Kadın ile Edremit’in Yöresel Tatları
Balıkesir’in Edremit ilçesinde zeytinyağı ile yapılan yöresel tatları öne çıkarmak, markalaştırmak ve gurme turizmine destek olmak amaçlandı. Bölge kadınlarına kişisel ve mesleki gelişim eğitimleri verilmesi yoluyla ürettikleri yerel ürünün turizm ürünü haline dönüştürülmesi sağlanarak turizmde sürdürülebilirliğe bir örnek teşkil edilmesi hedeflendi. Proje kapsamında bu ürünlerin Edremit’in geleneksel kültürünü yansıtan bir evde sunulması sağlanarak kadınların ekonomik olarak güçlenmesine de destek olunuyor.